Depresyon

Yaşamdan zevk alamama ve üzgün çökkün duygudurum olarak tanımlanabilen depresyon, günümüzde en sık görülen psikopatolojilerden biridir. Depresif danışanda, kesintisiz en az iki hafta süreyle depresif duygudurum veya ilgi kaybı/yaşamdan zevk alamama ile birlikte çeşitli belirtiler gözlenir. Kiloda artma ya da azalma, uykuya dalma ve sürdürmekte güçlük ya da aşırı uyuma, öz bakımın azalması, huzursuzluk, yorgunluk, bitkinlik ya da enerji kaybının olması, değersizlik duygusu, suçluluk duygusu, kararsızlık, konsantrasyon güçlüğü, ölüm ve intihar düşünceleri bu belirtilendendir. Bu sebeplerle danışanın sosyal ve toplumsal rolleri zarar görür, işlevselliği kısmen ya da tamamen bozulabilir. İlaç ve/veya psikoterapi ile tedavisi oldukça yüzgüldürücüdür.

 

Bipolar ( İki Uçlu ) Bozukluk

Mani ve depresyon ataklarını içeren duygudurum bozukluğudur. Danışan manik atak süresince, sürekli, olağandışı, taşkın zaman zaman gergin bir duygudurum içindedir. Benlik saygısında abartılı bir artış olabilir. Uyku ihtiyacı azalmıştır, az uyur ama yorgun hissetmediğini ifade eder. Her zamankinden daha konuşkan olabilir. Konuşurken konudan konuya atlayabilir. Dikkati herhangi bir dış uyaranla kolayca çelinebilir. Amaca yönelik etkinliği artmıştır; örneğin cinsel, toplumsal ya da iş/okul hayatında diğerlerini rahatsız edecek derecede girişken olabilir. Zevk veren etkinliklere aşırı katılım gösterebilir, aşırı para harcama, birçok resmi evrakın altına imza atma gibi… İşlevselliği bozulmuştur.

Bipolar bozukluğun diğer ucu da yukarıdaki belirtilerle açıklanan depresyon tablosudur.

Bipolar bozukluğun ilaç ve psikoterapi ile tedavisi oldukça olumlu sonuçlar vermektedir.

Panik Atak

Birden başlayan ortalama 10 dk içinde en üst düzeyine gelebilen yoğun bir korku ve rahatsızlık duyma döneminden oluşur. Danışan panik atak sırasında; çarpıntı, terleme, titreme, sarsılma, nefes darlığı ya da boğuluyormuş gibi olma duyumları, soluğunun kesilmesi, göğüs ağrısı veya göğüste sıkışma hissi, bulantı veya karın ağrısı, başdönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma, ölüm korkusu, denetimini yitireceği korkusu, uyuşma, karıncalanma hissi, üşüme-ürperme, ateş basmaları hissedebilir. Kişi bunu genellikle agorafobi ile birlikte deneyimler. Yani danışan beklenmedik bir anda panik atağına yakalanabilir endişesiyle yardım sağlayamayacağı, kaçmanın sıkıntılı olabileceği yer ve durumlarda aşırı kaygı yaşar. Örneğin tek başına evin dışında olmak, kalabalık ortamlarda bulunmak, otobüs ya da tren gibi toplu taşıma araçlarını kullanma. Danışan mümkün olduğunca bu durumlardan kaçınır.

Panik Bozukluk

Yineleyen panik ataklar ve bu atakları en az 1 ay süreyle izleyen başka atakların olabileceğine ilişkin kaygılar; bu atağın sonuçlarıyla ilgili (örneğin; kalp krizi geçirme, çıldırma… ) üzülme ve ataklarla ilişkili oldukça belirgin davranış değişiklikleri gösterme ile tanısı konulur. Agorafobi genelde eşlik eder. Genelde bu danışanlar psikiyatri bölümüne başvurmadan önce acil, dahiliye, kardioloji, cerrahi gibi çeşitli branş hekimlerine başvurduktan sonra yönlendirilirler.

Panik bozukluğun gerek ilaç gerekse psikoterapi ile tedavisi oldukça olumlu sonuçlar vermektedir.